Doğal Yaşam


Eyvah Hasta Oldum!!!



Şu anda içinde bulunduğumuz zamanda en büyük sorunlardan biri gereksiz kullandığımız ilaçlar ki bunun başında antibiyotik geliyor. Günümüzde o kadar çok kullanılıyor ki yakın bir gelecekte artık piyasada ki antibiyotikler etkisiz olacak çünkü mikroplar direnç göstermeye başlamış. Bunun bir nedeni de mesela tavuktan da antibiyotik alıyor olmamız ama bizim de her hastalıkta kullanmamızın etkisi var. Aslında ilaçta kullanmak çok iyi değil.
Peki hem hasta olup, hem de ilaç kullanmadan nasıl hastalığı yeneceksiniz? 

Yazının Devamı İçin Tıklayınız...




Palm Yağı için yok edilen Yağmur Ormanları!


Endonezya ve Malezya uzaktaymış gibi gelebilir. Ama mutfağınızda, banyonuzda oradaki yağmur ormanlarını yok ederek üretilmiş PALM YAĞI'nı içeren birkaç ürün mutlaka vardır. Palm yağı, dayanıklı ve özellikle de ucuz bir yağ olduğu için kullanılıyor. Ancak üretimi için geniş alanlara ihtiyaç var, bunun için de, iklimi uygun olan Güneydoğu Asya'daki yağmur ormanları talan ediliyor. 
Nasa'nın yaptığı araştırmalara göre ormanların kesilmesinin küresel ısınmaya etkisi gezegendeki tüm araçların karbon salınımına eşitmiş. Dünyadaki en büyük orman kaybı ise Endonezyada. Endonezyada o kadar çok orman yakılıyor ki dumanı uzaydan görülebiliyor. İşte palmiyeler önceden orman olan ve yakılan bu yerlerde üretiliyor. Devlet ormanları palm yağı üreticilerine satıyor ve bu şirketlerde milli parktı, doğal yaşamdı hiçbirşeyi umursamadan ormanları yakıyor ve yerine palmiyeleri dikiyor. Önlerine çıkan fil sürülerini bile zehirliyorlar. Oradaki yaşam, kontrolsüz tarım arazilerinden dolayı tehdit altında: orangutanlar, maymunlar, filler, gergedanlar ve çok daha fazla hayvan ve bitkinin nesli tükeniyor. İçimize çektiğimiz oksijenin önemli bir kaynağı harap ediliyor.
Dünyamız çok hızlı bir şekilde ısınıyor. Ağaçlar büyürken CO2 alıyor ve depoluyor  ölüncede bu CO2 yi  doğaya geri bırakıyor. Yani Endonezya küresel sera gazı salınımına çifte etki yapıyor. Hem CO2 yi yok eden ormanlar kesilip, yakılıp yok ediliyor. Hem de ölen ağaçlardan salınan yüklü miktardaki CO2 havaya yayılıyor. Milli park ilan edilen 86000 hektarlık yağmur ormanından şuan18000 hektarlık alan geriye kalmış durumda. Bu dünyaya tüm ağaçlara ve yaşattığı tüm canlılara saygılı olmak hepimizin en önemli görevi olduğuna inanıyoruz. Ağaçlar kesilmesin ne ülkemizde, ne de dünyamızın herhangi bir yerinde.
Biz ürünlerimizin hiçbirinde palm yağı kullanmıyoruz. Maliyetleri düşürmek adına dünyamıza, ağaçlarımıza ve orada yaşayan tek bir canlıya zarar verdiğimizi düşünmek bile istemeyiz. 
Palm yağı birçok üründe bulunabiliyor, marketteki hemen her raftaki bir ürünüm içinde var. Hatta çocuk maması, vejeteryan, vegan, organik birçok üründe, doğal gözüken kozmetik dükkanların kremlerinde ve sabunlarında da mevcut. Dolayısıyla etiket incelerken yine iş bize düşüyor: Palm Yağı, Palmitic Asit, Palmeate, Palm yazan ürünleri rafa geri bırakma seçimine sahipsiniz. Sizde kesilen bu ağaçlara ortak olmayın. Yaşadığımız bu dünyayı korumak bizim elimizde. 


Köpüksüz Temizlik Olmaz Diyenlerin Dikkatine!



Hepimizi buna inandırmak için yapılmış binlerce reklam ve ürün var. Artık öyle bir duruma geldik ki köpük yoksa temizlenmiyormuşuz gibi bir algı oluştu. 
Peki aslında tamamen görsel yanılgı olan ve temizlemekle herhangi bir alakası olmaya köpüğün bedeli nedir? 

Sodyum Lauryl sülfat (SLS) ve Amonyum Lauryl sülfat (ALS)
Genellikle şampuan, diş macunu, yüz sabunu, deterjan ve vücut banyo temizlik ürünlerinde yüzde 90 oranında bulunur. SLS ve ALS ciltte tahrişe neden olabilir. İkisi de kolayca vücut tarafından emilebilir. Bu ucuz maddeler çok miktarda köpük yaratıyor. 

Cocamide MEA, Cocamide DEA, Cocamide TEA
Şampuanlarda köpüğün çok ve kalıcı olmasını sağlayan bu maddeler, trietanolamin (TEA), dietanolamin (DEA), monoetanolamin (MEA) özellikle üstte bahsettiğimiz SLS ve diğer sülfatlı hammaddelerle birleşince, vücuda teması halinde dahi zarar verebilecek olan “nitrozoamin”leri oluştururlar.
İşte başka türlü yapılması imkansız olan şampuan köpüğü yapmak için kullanılan bu iki kimyasalın birleşmesi  ile aslında temizlendiğimizi zannederken nasıl sağlığımızla oynuyoruz!

Peki aslında, sizin temizlendiğinizi düşünmenizi sağlayan bu kimyasaların, sağlığınıza etkileri nelerdir?
Laboratuar hayvanları üzerinde yapılan çalışmalarda,  beyin hasarına ve kansere sebep olduğu görülmüştür. Cocamide MEA, kanserojen nitrozamin üretmek için SLS/SLES ile tepkimeye giren monoetanolamin içermektedir. Kanser, endokrin(hormon) bozulması, göz bozulması, saç dökülmesi, aşırı cilt hassasiyetine neden olmaktadır.

Bu maddeleri içeren ürünler ile vücudumuzun günde birçok kez karşı karşıya kaldığını düşünecek olursak, giyidiğimiz giyside, yediğimiz tabakta, su içtiğimiz bardakta, fırçalarken dişimizde kısaca her yerde. 
Bir de söyle düşünün günde kaç kez elinizi,  yüzünüzü yıkıyorsunuz? Yada haftada kaç kez duş alıyorsunuz?  Durumun korkulacak boyutta olduğunu farkedelim!
Su ile durulanıyor diye düşünmeyin, yapılan araştırmalara göre deterjanlardaki kimyasalları arındırmak için tonlarca su ile yıkamamız gerekiyor yani bu imkansız. 
Çok uzağa gitmeye gerek yok, annanelerimiz çamaşırlarını, saçlarını kül suyu ile yıkarmış, temizlikte de kül ve kil kullanılırmış, saçlarını ve vücutlarını gerçek zeytinyağı sabunu ile yıkarlarmış. Hiçbirinde de köpük  yoktu. Peki kirli miydiler? 
50-60 senede ne değiştide biz köpüğe ve kimyasallara bu kadar mahkum olduk?
Farkındalığımızı arttıralım ve ürünlerin içerik bilgilerini okuyalım ve araştıralım. Ne aldığımızı ne kullandığımızı bilelim. 
Bunu vücudumuza, çocuklarımıza ve ailemize borçluyuz. 

                                                                                                  Sağlıkla Kalın


                                                                                                     09-Eylül-2014 



Kozmetik Ürünlerdeki Tehlike!


Parfüm, deodorant, vücut losyonu, krem, sabun, şampuan, sıvı sabunlar, makyaj malzemeleri gibi ürünlerin kimyasal analizlerinden tüyler ürperten sonuçlar ortaya çıkmıştır. Araştırmalara göre bu malzemeler birçok kadın için günlük hayatın bir parçası olsa da sağlık açısından büyük bir riski de beraberinde getirmektedir.
Bu kozmetik ürünlerini kullanan bir kadının vücudu her gün 515 kimyasal maddeye maruz kalıyor. Bu kimyasal maddeler alerjiden, hormon bozukluğuna, doğurganlık sorunlarından kansere kadar birçok rahatsızlığa neden olabiliyor.

Her gün cilt bakımı için kullandığınız doğal olmaya bir yüz kremini düşünelim. İçinde neler var? 

Su, alkol, dimetikol, sodyum borat TEA, sorbitol, metil paraben, propil paraben, butil paraben, mentol C-12-15 alkil benzoat, fenoksietanol, propilen glikol, tokoferil asetat, potasyum sorbat, sodyum benzoat, EDTA, titanyumdioksit. Bunlar kremlerde sıklıkla gördüklerimiz. Görndüğü üzere basit bir yüz kremi bir kimya fabrikası gibi.
Ne yazık ki kozmetik üreticilerinin renkli reklamalar, harika görünen kadınlar ve pırıltılı ambalajlar ile eşliğinde büyük mucizeler için bizlere sunduğu ürünlerin çoğunda özü itibari ile bizler için zararlı kimyasallar kullanılmaktadır.
Yapılan çalışmalarda kozmetiklerde kullanılan 400 den fazla toksik elementin artıkları kanda ve yağ dokusunda bulumuştur.Derimiz vücudumuzun en büyük organıdır. Bu nedenle deri tarafından emilen kimyasallar ağız yoluyla alınanlardan daha tehlikeli olabilir. Ağız yoluyla alınan kimyasalların bir kısmı sindirim sırasında bertaraf edilirken, deri tarafından emilen kimyasallar doğrudan kana geçer.
Saç spreyleri, parfümler ve pudralar solunum yolu ile, rujlar yutularak, kremler ve saç boyaları deriden geçerek vücuda giriyor. Hepsinin özelliklerini bilmek belki imkansız ama en sık rastlanan zararlı maddelere birlikte bakalım;

Sodyum Lauryl sülfat (SLS) ve Amonyum Lauryl sülfat (ALS)


Genellikle şampuan, diş macunu, yüz sabunu, deterjan ve vücut banyo temizlik ürünlerinde kullanılır. SLS ve ALS ciltte tahrişe neden olabilir. İkisi de kolayca vücut tarafından emilebilir.Bu ucuz maddeler çok miktarda köpük yaratıyor. Bu maddeleri içermeyen şampuan veya temizlemejelleriniz pek de köpürmediğinde üzülmeyin. Bu maddelerin yerine kullanılan malzemeler çok köpürmesede yine de temizleme işini yapıyor.


Koruyucu Paraben


Kozmetik, cilt bakım ürünlerinde raf ömrünü uzatmak ve koku giderici olarak kullanılmaktadır.  Alerjik reaksiyon ve ciltte kızarıklığa neden olabilir.  

Parabenler hem zehirli hem de toksik özelliği taşırlar.  Vücutta östrojen hormonunu taklit eden madde olarak da bilinmektedirler. Bu ne demek oluyor bu madde bizim vücudumuza girdiği zaman östrojen hormonunu taklit ederek vücudunuzun hormon dengesini direk olarak etkiliyor. Paraben adlı madde öyle uygulandığı yerin yüzeyinde kalmıyor. Cildimize, dokularımıza, kan ve idrarımıza dahi geçtiği  tespit edildi. İngiltere'de son araştırmada, kadınların artan meme kanseri ile paraben kullanımı arasında ilişki gözlemlenmiştirMeme kanseri olan kadınlar baz alınarak yapılan bazı deneyler için onlardan  tümör  örnekleri alınıştır. Alınan tümör örneklerinde oldukça fazla miktarda paraben olduğu tespit edilmiştir. Vücuttaki hormonal reaksiyonları artıran kimyasal bileşiklerin kullanılması özellikle de östrojen hormonu ile yükselmesi, meme kanserinin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. 

Propylene Glikol


Bazı güzellik ürünleri, kozmetik ve yüz temizleyicilerinde bulunur... Kontakt dermatit denilen, "derinin zararlı sayılan bir uyarana karşı verdiği yanıt"a sebeplerden biri olarak görülür. Bağışıklık sisteminiz ona tepki vermiştir! Son çalışmalar, bu maddenin böbrekler ve karaciğere zarar verebileceğini de gösterdi.



Izopropil alkol

Alkol bazı cilt bakım ürünlerinde çözücü olarak kullanılır. Bu madde deride tahrişe sebep olabilir ve derinin koruyucu örtüsünün dengesini bozabilir. Ayrıca, erken yaşlanmaya neden olabilir.


DEA (Diethanolamine), TEA (Triethanolamine) ve MEA (Monoethanolamine)

Kozmetik ve cilt bakım ürünlerinde rastlarsınız. Kanser riskini artıran tehlikeli şüpheli malzeme listesindedir. Alerjik reaksiyonlar yapabilir ve uzun vadeli kullanımında böbrek ve karaciğere rahatsızlık vereceği söyleniyor..


Alüminyum

Genelde vücut kokusu için üretilen ürünlerde kullanılmakta. Yaşlılık ile ilişkili Alzheimer hastalığıyla ilişkisi olduğu düşünülüyor. Meme kanseri gelişimine neden olabiliyor.
Madeni yağ


Petrol türevidir. Vücut kremleri ve kozmetiklerde temel malzeme olarak kullanılır. Bebek yağı% 100 mineral yağ ile yapılır. Kaplayıcıdır, cildin salgıladığı toksin örtü üstüne rahat çıkamaz. Böylece cilt zararlı toksinleri dışarı atamaz.



Polietilen Glikol (PEG)

Kozmetik ürünleri kalınlaştırmak, kıvamlamak için kullanılır. Cildin bakterilere karşı daha savunmasız kalmasına neden olabilir, cildin doğal nem tutma dengesini bozabilir


Dioksin
Araştırmacılar zehirli kimyasallar sıralamasında başı çeken dioksinlerin, östrojen gibi "doğal steroid" hormonlarını taklit ederek birçok biyokimyasal reaksiyonu başlattığından söz ediyor. En ufak miktarları bile, akne ve eklem ağrılarından uykusuzluğa, kansere, doğum bozuklukları ve bağışıklık sistemi zayıflığına kadar çeşitli rahatsızlıklara sebep olabiliyor.


Dahası dioksinler ve kuzeni "furans" yağda çözünür olduğundan bedenimizdeki yağ hücrelerinde birikme eğilimi gösteriyor. Dioksinlere anne sütünde dahi sıklıkla rastlanıyor. Bebekler yetişkinlere göre 200 kat fazla dioksine maruz kalabiliyor.

Sağlığımız için tehdit oluşturan bu kadar zararlı kimyasalları içeren ürünleri kullanmak ise bize sanki bir zorunluluk, hayatımızın olmazsa olmazları gibi gösterilmiş. Pazarlama stratejileri, reklamlar bizleri adeta kimyasallara bağmlı hale getirmiş durumda. 
Hem kendizinin hemde sevdiklerinizin sağlığı için bilinçlenme ve uyanma artık bizler için bir zorunluluk haline gelmiştir.






                                                                                                  Sağlıkla Kalın

                                                                                                     11-Ağustos-2014 











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder